13 Ekim 2023 Cuma

CEVİZ FİDANI DİKİMİ

 Ceviz ve badem fidanlarının çıplak köklü ve tüplü olarak dikimi yapılabilir. Çıplak köklü fidanlar Kasım-Nisan ayları arasında dikilmelidir. Tüplü fidanlar ise yılın her döneminde ekilebilir. Çıplak köklü fidan dikimi yaparken köklerin kıvrılıp, dönmemesine dikkat etmeliyiz. Kök toprakta hava boşluğu kalacak biçimde sığ veya derin dikilmemelidir. Dikilecek fidanın kırılmış ve ezilmiş kılcal kökleri ile kazık kök alttan 2-3 cm kesilerek temizlenir. Tüplü ve kaplı fidanlar naylon ve kaplarından mutlaka çıkarıldıktan sonra dikilmelidir. Dikim sırasında kök sisteminin bulunduğu toprak kütlesi dağıtılmadan dikilmelidir.


Her iki ekimde de fidanların; kök yapısına, yaş ve boy durumuna göre açılacak uygun boyutlardaki çukurlara yerleştirilmesine, toprağın sıkıştırılmasına ve can suyu verilmesine dikkat edilir.

*Don olayı olacağı değerlendirilen günlerde fidan dikilmemelidir.

*Dikim yapıldıktan 4-5 gün sonra toprak çatlamasına karşı fidanların dibi tekrar çapalanmalıdır.

*Boylu fidanların rüzgârla sallanmasını önlemek için bir kazığa bağlanması sağlanmalıdır.

Ceviz yetiştiriciliğinin başlangıç noktası, fidan dikimine hazırlık yapılması ve fidanın dikilmesidir. Temin edilen ceviz fidanların usülüne uygun olarak dikilmemesi fidanların kurumasına sebebiyet vermekte, gerek çiftçilerimiz gerekse de yatırımcılar için hayal kırıklığı oluşturmaktadır.

Ceviz Fidanı Nasıl Dikilmeli ve Yapılan Hatalar

1. Tarlanın İşlenmesi; Dikim yapacağımız bahçe pullukla derin bir şekilde sürülerek patlatma işlemi yapılır. Daha sonra tırmıkla üzerinden geçilerek düzeltilir.
Özellikle daha önceden işlenmemiş tarlaların kış yağışlarını bünyesinde toplayabilmesi için pullukla derin olarak sürülmesi gerekmektedir. Fidanın baharda oluşan su ihtiyacı için önem taşımaktadır.
Gerekli görülen tarlalarda drenaj ve tesviye işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Ceviz yetiştiriciliğinde tarlanın hazırlanmaması en sık görülen eksikliklErdemdir.

2. Fidan Çukurlarının Yerlerinin Belirlenmesi; Fidanın çeşidine göre fidan çukurların arasının uzaklığı metre ile ölçülerek belirlenmeli ve ip yardımıyla da aynı çizgide olması sağlanmalıdır.
Fidan çukurlarının rastgele açılması aynı çizgide olmaması tespit edilen yanlışlıkların içerisindedir.

3. Fidan Çukurunun Açılması; Ceviz fidanı dikimi için açılacak fidan çukurlarının ölçüleri 50 cm genişliğinde ve 100 cm derinliğinde olmalıdır. Bu veriler köklerin rahat ilerleyebileceği orta dereceli sertlikteki topraklar içindir.
Eğer toprağınızda yüksek sertlik derecesinde bir durum var ise çukurların iş makineleriyle 200 cm'e kadar açılmalıdır.
Sert olan topraklarda derin fidan çukuru açılmaması fidan gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir.
Fidan çukurları dikimden 2-3 ay önce açılarak fidan dikilecek toprağın oksijen ve güneş ile tanışması sağlanmalı ve çukurdaki yararlı bakteri hayatının güçlenmesi sağlanmalıdır.


4. Fidan Çukurunun Gübrelenmesi; Fidan dikiminde (1) ölçek yüzey toprağı (1) ölçek nehir kumu ve (1) ölçek yanmış büyükbaş hayvan gübresi (iyi yanmış) veya katı organik gübreden oluşan karışım kullanılmalıdır.
Yanmış hayvan gübresi; (2) yıllık yanmış büyükbaş veya koyun gübresi olmalıdır.
Fidan dikiminde analiz sonuçlarına göre köklere değdirmeden fidan çukurlarunun en dibine 300-500gr arasında kompoze gübrelErdem kullanılabilir.
Yanmamış hayvan gübresi, keçi gübresi ve tavuk gübresi kullanımı fidanın asit yoğunluğundan fidanın ölümüne sebebiyet verdiği tespit ettiğimiz hususlardandır.

5. Aşı Boğumunun Yeri; Aşı boğumu dikim yapıldıktan sonra toprağın 8-10 cm üzerinde olacak ve aşı birleşim yeri güneyi gösterecektir. Aşı bölgesinin gelişmeye devam etmesi ve güçlenmesi için önemli bir husustur.
Aşı boğumunun toprak altında kalması veya dikimden sonra toprakla örtülmesi bazı bahçelerimizde gözlemlenmiştir.

6. Destek Çubuğu; Fidanın rüzgarlardan etkilenerek kırılması ve köklerinin oynamasını engellemek maksadıyla destek cubuğuna ihtiyaç duyulmaktadır. Destek çubuğu yaklaşık 2,5 metre boyunda olmalıdır.
Fidanın 10 cm kadar yakınına dikilmeli ve fidanı kesmeyecek bir bez parçasıyla fidanın bağlanması sağlanmalıdır.
Destek çubuğunun çok uzak olması fidanın gergin olmasına ve aşıdan kırılmasına yol açmaktadır.

7. İlk Sene Budaması; İlk kış çıkışında yani fidan hareketlenmeden tepe budamasını yapmalıyız. Tepe budaması aşı yerinden 40-50 cm yükseklikten yapılmalıdır. Fidan eğer bu yüksekliğe gelmediyse tepe budaması bir sonraki yıla bırakılmalıdır.
Beklenmedik don olaylarına karşın kesilen bölgeye aşı macunu sürülmelidir.

8.Can suyu verilerek dikim işlemi tamamlanır.


4 Ekim 2023 Çarşamba

Meyve Ağaçlarında Sulama

 Meyve ağaçlarının da diğer bitkiler ve tüm canlılar gibi normal bir şekilde gelişmeleri,düzenli ürün verebilmeleri için topraktan yeterli ölçüde su almaları gerekmektedir. 


Meyve ağaçlarının da diğer bitkiler ve tüm canlılar gibi normal bir şekilde gelişmeleri,düzenli ürün verebilmeleri için topraktan yeterli ölçüde su almaları gerekmektedir.
Meyve türlerimizin isteklerine göre almaları gerekli olan suyun yağışlarla karşılanamadığı yerlerde suni bir şekilde yapılacak sulamalarla toprağa verilmesi şarttır.
Doğal yollarla kazandırılamayan ve meyve ağaçlarının ihtiyacı olan suyun meyve ağacının etkili kök bölgesine kazandırılması işlemine sulama denilir.
Ancak bahçelere verilecek su tesis edilen meyve türüne,yerin iklim şartlarına, toprakla ilgili özelliklere azalıp çoğalabilir.

RESMİ TIKLA,Meyve Bahçelerinde Sulama.pdf

Örnek olarak meyve ağaçları içinde suya fazla ihtiyaç gösterenlerden biri olan elma , Karadeniz kıyı bölgesinde sulanmadan yetişebileceği halde, Tokat, Kocaeli Amasya’da ayda bir kez Orta Anadolu’da ise 10-15 günde bir su ihtiyacı gösterir.
Tınlı topraklar da hafif kumlu topraklara göre sulama daha seyrek yapılır.
Erik ağaçları da elma gibi fazla sulamaya ihtiyaç gösterirler ancak badem ,vişne gibi meyve ağaçları daha az su ihtiyacı gösterirler.
Sulama zamanları :
Meyve bahçeleri, şartlara ve isteklere göre ,yılın dört mevsiminde de sulanırlar.
Kış Sulaması :
İklimi kurak ve yaz mevsiminde suyu az olan yerlerde başvurulan bir yöntemdir. Bu sulamanın amacı , özellikle yağışı az olan yerlerde toprak altı suyunu tamamlamak ve kışın genç sürgünlerin kurumalarını önlemektir. Bu sulama ile kışı akan sular yaz için depo edilir. Kıraçlarda yağan yağmur ve eriyen kar sularının toprak yüzünden akıp gitmesini önlemek için akıntı sularının teşkil ettikleri küçük harklar bahçelere çevrilir, böylece yazın sulama imkanı olmayan step ve stepe geçit bölgelerin kıraç yerlerinde ,toprağın alt katlarında su işlemeyen ve bu yüzden ağaç köklerinin su alması sağlanır.
İlkbahar Sulaması :
Kış Sulamasında olduğu gibi, suyun nispeten bol olduğu ilkbahar mevsiminde de yapılacak sulamalarda topraktaki su noksanı tamamlanabilir. Bu mevsimde eriyen kar suları ile dereler ,çaylar ve nehirlerde sular bollanır. Bunlara yakın olan yerlerdeki bahçelere salma su verilir.
Yaz Sulaması :
Meyve bahçelerinde en önemli olan sulama bu zamanda yapılan sulamadır. Havaların gidişine göre ,yaz sulamasına Mayıs ayında başlanır ve bütün yaz devam eder. Baharı kurak geçen yerlerde yaz sulamasına erken başlanırsa meyve tutumu artar ve kalite yüksek olur.
Yaz sulamalarının zamanında yapılmadığı durumlarda ağaçlarda Haziran dökümü dediğimiz meyve dökümü artar.
Sonbahar donları erken başlayan ve kışı şiddetli geçen yerlerde yaz sulamalarını güz içlerine kadar uzatmak doğru olmaz,bu durumda sürgünler iyi pişkinleşmez ve donlardan daha çok zarar görür.
Yaz sulamaları ,iklim şartlarına ,toprak türüne ve meyve türünün isteklerine göre haftalık aralardan iki aylık periyotlara kadar değişik zaman aralıklarında yapılır.
Sonbahar Sulaması :
Yaz sonları ve sonbaharın ilk ayları kurak geçen yerlerde ve yıllarda meyve ağaçları çok kez yeter ölçüde besin maddeleri depo etmeden ve çiçek tomurcukları normal gelişme aşamasında ulaşmadan kışa girmek zorunda kalır . Bu gibi durumlarda ağaçlar kış donlarından fazla zararlanacakları gibi çiçek gözlerinin de ilkbahar gelişme zamanında normal teşekkül edemedikleri ve bu sebeple de meyve bağlayamadıkları görülür .
İşte ağaçlarda gelişmeyi bir süre daha devam ettirerek ve bu noksanları tamamlamak için sonbahar sulamaları bir veya iki kez yapılabilir. Sonbahar sulamalarının ancak tam ihtiyaç duyulduğu durumlarda çok ölçülü bir şekilde yapılması doğru olur . Aksi halde ,sürgünlerin olgunluğu üzerine geciktirici bir etki yapması ihtimali dolayısıyla ağaçların kış donlarından zararlanmaları tehlikesini arttırır.
Sulama zamanının tayini ve bahçelere verilecek su miktarı :
Meyve bahçelerinde sulama , meyve ağaçlarının suya ihtiyaç duydukları zamanda yapılmalıdır . Ancak ,bu ihtiyaç zamanının tayini meyvecilikte diğer kültür bitkilerinde olduğu kadar kolay değildir .
Çünkü ağaçlar da susuzluğun belirtisi olarak yapraklarda solmanın beklendiği durumlarda meyvelerin önemli bir kısmının dökülmesi yüzünden çok geç kalınmış olur .Bu sebeple ,meyve bahçelerinin su ihtiyaçlarının tayinlerinde meyve bahçelerindeki yabacı otlar esas alınabilir. Genel olarak bu otsu bitkiler toprakta suyun azalmasıyla daha çabuk solmaya başlar ve bu belirti görüldüğünde su eksikliği anlaşılır.
Toprağı su durumu ,bizzat toprağı kazarak alt toprağın su durumu gözlemleme yoluyla da muayene edilebilir.
Toprak neminin ölçülmesinde ancak en sağlıklı yöntemler :
1- Gravimetrik yöntem :Toprak neminin belirli bir örnekteki kütlesinin
yaş ve kuru ağırlık farkı esasiyle toprak neminin ölçülmesi.Alınan toprak 105 Cº
de kurutulur yaş ve kuru ağırlık farkı hesaplanır.
2.Gözenekli alçı blokları :Bu yöntemde ilke toprağın nem miktarının toprağa yerleştirilen gözenekli alçı bloklarında elektriksel özellikler açısından değişme meydana getirmesi ve bu değişiklerden yola çıkarak nemin ölçülmesi.
3-Tansiyometreler : Civalı manometreye bağlanmış içi su dolu bir cam boru mm/Hg cinsinden basınç (nem basıncı) ölçer.Toprak neminin tansiyonu basıncı ölçülür.
4-Nem ölçer (akuater) :Toprağın dia elektrik özelliğinin ölçülmesi ile toprak nemini ölçen alet.Nemin ölçüleceği derinliğe yerleştirilir ve göstergeden nem okunur.
5-Nötron yöntemi :Nötron veren radyoaktif bir maddeden çıkan nötronların toprak suyu tarafından yavaşlatılması ve bu sayede toprak nemini ölçmeye yarayan alet.
MEYVE AĞAÇLARINDA SUYUN ALINMASI VE SU DÜZENİNİN KURULMASI
Su, bütün bitki dokularının önemli bir yapı maddesidir. Dalcık ve yaprakların %50-75 ‘ini köklerin %60-85 ‘ni ve bir çok etli meyvelerin ve %85 veya daha fazla kısımlarını teşkil eder.
Böylece su, bitkinin bir yapı maddesi olduktan başka dokuların gergin durmalarını sağlar.
Suyun temel görevi besin maddelerini eritmek ve taşımaktır.
Toprakta bulunan besin maddeleri için böyle olduğu gibi bitkide teşekkül eden organik bileşikler içinde geçerlidir.
Su yine bitkide birçok kimyasal olaylarda iş görür ve fotosentezde de önemli rol oynar.
Bütün bu fonksiyonlardan dolayı meyve ağaçlarında su gelişme ve verimde çok önemlidir.
KÖKLERİN ÇABALARI
Morfolojik Değişmeler :
Kökler, çevrenin ekolojik şartlarına göre, gerek büyümelerinde ve gerek fizyolojik bünyelerinde değişiklikler göstererek meyve ağaçlarında su düzeninin kurulmasına hizmet eder. Meyve türlerinde, tıpkı tacın büyümesinde olduğu gibi, köklerin de büyüme şekillerinde büyük farklar olmakla birlikte, meyve ağaçları bu bakımdan yüzlek köklü ve derin köklü olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Ağaç köklerinin toprak içerisinde almış oldukları şekillerde aslında böyle göze çarpan farkların bulunmasına rağmen aynı bir meyve türünün kök gelişme şekli değişik ekolojik şartlarda, özellikle değişik toprak tiplerinde büyük modifikasyonlar gösterir. Mesela derin köklü bir meyve türünün kökleri hümit mıntıkalarda toprağın ancak 2-4 metre derinliklerine inmesine karşılık, arid iklimlerde, aynı türün ağaçlarında kökleri 7-8 metreye kadar uzamaktadır. Aynı şekilde, toprağın alt tabakalarında sert bir kaya tabakasının bulunuşu veya taban suyunun yüksek oluşu köklerin derinlere işlemesini önleyebilir.
Fizyolojik Değişmeler :
Meyve ağaçlarında su düzeninin sağlanmasında köklerdeki emme gücünün de büyük hizmeti vardır. Arid bölgelerde ancak emme güçlerini kurak toprakların ihtiva ettikleri sınırlı ölçüdeki suyu alacak derecede yükseltmek gücünde bulunan tipler normal bir gelişme kabiliyetine malik bulunmaktadır. Emme güçleri, yılın kurak mevsimlerinde toprakta az olan nemi toprağın absorbsiyon kuvvetini yenerek alma kuvvetinde olmayan meyve ağaçları, su düzenlerinin bozulması sonucu olarak solup gelişmekten kalmakta ve sonunda kurumaktadır.
AĞAÇLARIN HAVADAKİ ORGANLARININ SU DÜZENİNİ
SAĞLAMADAKİ ÇABALARI
Ağaçlar, yalnız topraktaki nem şartlarına göre köklerinin gelişmeleri ve emme güçlerinde gösterdikleri değişikliklerle su düzenlerini kurmada başarılı olmaz. Havadaki organları teşkil eden yaprakların, dalların ve hatta gövdenin transpirasyon faaliyetlerinin de bu hususta büyük etkisi vardır. Özellikle yapraklar, arid bölgelerde, ağaçların su düzeninin kurulmasında transpirasyon faaliyetlerini azaltıp çoğaltarak ve hatta kuvvetli sürgün yapmak ve yaprak dökmek suretiyle transpirasyon alanlarını artırarak veyahut küçülterek adeta bir regülatör görevi yaparlar. İlkbaharın gerek toprak ve gerekse hava nemi bakımından pek uygun olan vegetasyon periyotlarında meyve ağaçları, bir yandan kök gelişmelerinde gösterdikleri şiddetli faaliyete karşılık, öte yandan kuvvetli sürgünler meydana getirerek ve böylece transpirasyon şiddetini de artırarak su düzenlerini, hayat faaliyetlerini maksimum sınırı yükseltecek bir şekilde düzenlenmektedirler. Buna karşılık, arid iklimlerde toprak ve hava nemi azaldıkça, köklerle dengeli bir şekilde, dallar da uçlarında tepe tomurcukları teşkil ederek sürgün gelişmesini durdurmaktadır. Hatta, yazın kurak periyotları gelince, kökler yardımıyla alınan su miktarı, kseromorf bünyede olan ağaçlarda bile yaprakların transpirasyon faaliyetlerini minumum sınıra indirmiş olmalarına karşılık; bu da ihtiyaca yetmemeye başlayarak, sonunda ağaçlar, transpirasyon alanını azaltmak için yapraklarında bir kısmını dökmeye mecbur kalırlar. Bu nedenle, Orta Anadolu’da, yaz mevsiminde, ağaçlarda o yerin ekolojik şartlarına göre, az veya çok şiddetli bir yaprak dökümünü her yıl görmekteyiz.

Anadolu steplerinin yamaç ve kıraç yerlerinde, ekstrem kurak yıllarda, ağaçlarda yalnız yaprakların değil hatta dallardan önemli bir kısmının da kurumakta olduğunu görüyoruz. Ağaçlar ancak bu suretle hayatta kalan öteki kısımlarını, özellikle gelecek yıl için hazırlamış bulundukları tomurcuklardan bir kısmının gelişmesini sağlayabilmektedirler.

Meyve ağaçlarında emme gücü, köklerde olduğu gibi, yapraklarda da kurak şartlar içerisinde maksimum sınırına ulaşmaktadır. Yine meyve ağaçları üzerinde yapılan araştırmalardan, arid iklim şartlarına uymuş bulunan bu ağaçlarda, mevsimlerin nemlilik durumuna göre, yapraklarda osmotik değerlerin ne derecelere kadar değişmekte olduğunu görebiliyoruz.
Tabiidir ki, kültür bahçelerinde ağaçların su düzenlerini kurmaları için bu gibi ekstrem hayat çabaları göstermeleri beklenemez. Çünkü, bu şartlar içerisinde meyvecilik esasen rantabl olamaz, fakat meyvecilikte ağaçların su düzenini kurmak için meyvelerin dökülmesi olayı ile sık sık karşılaşmaktayız. Toprakta yeteri kadar su bulamayan veyahut havanın düşük nisbi nem derecelerine uyamıyarak şiddetli transpirasyona karşı kalan meyve ağaçları, yapraklarını emme gücü meyvelere göre daha yüksek olduğundan, kaybettikleri suyun tamamını köklerden sağlayamayacakları bir duruma düşünce, sonunda meyvelerdeki suyu da çekerek bunların dökülmesine sebep olurlar. Bu durum, elma gibi kuraklığa karşı hassas olan meyve ağaçlarında en çok dikkati çeker.
Fidan dikiminde ve meyve ağaçlarının bir yerden sökülüp başka bir yere dikilmesinde de su düzeninin sağlanması başarının sırrını teşkil eder. Bu sırada, dikim budaması yapılmayan ağaçlarda, köklerin büyük bir kısmı kayın edildiğinden dalların ve yeni meydana gelecek olan yaprakların transpirasyonla kaybettikleri su, köklerin yardımıyla karşılanamazlarsa fidanlar ve ağaçlar ya dallarından önemli bir kısmını kurutarak su düzenini temin ederler, veyahut mevsim de fazla kurak gittiği taktirde, bunda da başarı gösteremeyerek tamamen kururlar.
ELMA AĞAÇLARINDA SULAMA :

Toprakta daima ağaç tarafından alınabilecek yeteri miktarda suyun bulunması elma ağaçlarında sürgünlerin istenilen ölçüde gelişmelerini ,esen bir yaprak alanının tutulmasını ,karbon asimilasyonunun tam bir şekilde yapılmasını sağlar.

İyi su alan ağaçlarda meyve dökümü az, verim yüksek ve teşekkül eden meyvelerde kalite üstün olur.
Elma bahçelerinde meyve bahçelerine uygulanan sulama sistemlerinin hepsi kullanılabilir.
Bu sistemlerden herhangi birinin seçilmesi toprak şartlarına sulama suyunun az veya çok oluşuna ve yapılacak tesislerin ekonomik olma durumuna bağlıdır. Genel olarak yeni kurulmuş bahçelerde ağaçlar çanak şeklinde sulanır.
İki veya üç yıl sürebilecek bu sulamadan sonra ark, tava,yağmurlama damla sistemlerine geçilebilir.
Elma bahçeleri, memleketimizde Karadeniz kıyılarının fazla yağışlı ve nemli yerleri dışında ,hemen her tarafta sulanır. Sulama yerin kuraklık derecesine göre değişen sıklık aralıklarıyla yapılır.
Kurak bölgelerde sulamaya mayıs ayları başında başlamak ekim ayı başına ve ortalarına kadar devam etmek ve ortalama 10 günde bir sulama yapmak,yarı kurak bölgelerde 15-20 günde sulama yapmak gerekir.
(Ancak Toprak ve bitki su durumu dikkate alınarak toprak su seviyesi azaldığında su verilir.)
ARMUT AĞAÇLARINDA SULAMA :
Ayva üzerine aşılı olan armutlar,iklim ve toprak şartlarına göre değişik olmakla beraber Mayıs ayından eylül sonlarına kadar sulanır.
Sulama ağaçların isteklerine göre 10-20 günde bir tekrarlanır.
Armut çöğürü üzerine aşılı ağaçlarda kısmen daha az olmakla birlikte yazın 10-15 günde bir sulanır.
Ahlat anacı esasen sulama imkanlarının bulunmadığı yerler için seçildiğinden ,bu anaçlar üzerindeki ağaçların sulanması problemi yoktur.
Sulama meyve kalitesi ve ağaçların vegetatif gelişmeleri üzerine uygun bir etki yapar,

Bununla beraber fazla sulanan kışlık armutların ambarda saklama süreleri kısalır. Sulanmayan ve ahlat üzerinde yetişen ağaçların meyvelerinin daha küçük ,daha az mütecanis ve daha fazla kumlu oldukları görülür.







ŞEFTALİ AĞAÇLARINDA SULAMA :
Şeftali ağaçlarında ilkbaharda iyi bir sürgün ve yaprak teşekkülünü sağlamak , meyve dökümlerini önlemek, meyvelerin normal iriliklerini almalarını ve ertesi yıl için yeterli ölçüde çiçek tomurcuğu teşekkülünü sağlamak için, vegetasyon periyodunun (büyüme dönemi) başından sonuna kadar toprakta ihtiyacı karşılayacak kadar suyun bulunması gerekir.
Toprakta hiçbir zaman solma noktasının altına düşmeyen bu su ,yağışlar veya bunun yetersiz olduğu durumlarda sulama ile sağlanır.
Buna göre sulama süresi (ilkbahardan sonbahara kadar olan periyot ),sulama sayısı yani sulamanın hangi aralıklarla yapılacağı hava sıcaklığına,yağış durumuna ,toprağın fiziksel yapısına ve taban suyu durumuna göre değişecektir.
Kışları ılık ve kurak bölgelerde ilkbaharda bile sulamaya ihtiyaç duyulabilir.
Çekirdeğin sertleşmeye başladığı devreden meyvelerin toplanmasına kadar sulamaya devam edilir. Bu,sıcak yerlerde ve kumlu topraklarda haftada bir tekrarlandığı halde tınlı ve humusça zengin topraklar 3 hafta bir sulama ihtiyacı karşılar. Hasattan bir hafta on gün önce yapılan sulamaları meyvelerde irileşmeyi sağladıkları ve turgoru sağladığı unutulmamalıdır.
Bu durum, özellikle temmuzdan sonra olgunlaşan geççi çeşitlerde daha çok önem kazanır çünkü genellikle memleketimizin bir çok yerlerinde sıcaklık ve kuraklık bu aydan itibaren şiddetini arttırırlar.
Hasattan sonra ağaçlarda meyve bulunmadığına göre artık sulama bakımından bir sorun kalmadığı düşünülmemelidir. Bundan sonra çiçek tomurcukları teşekküle devam eder.
Ayrıca ertesi yıl ilkbaharda kullanılacak ve kışın ağaçlara dayanıklılık verecek olan depo maddelerinin teşekkülü ve yığılması bu periyotta olur ve yaprak dökümüne kadar sürer,buna göre su ihtiyacı da devam eder.
Sulamada dikkat edilecek noktalardan biriside az su ile sık sık sulama değil ,toprağın derinliklerine ( 1,5-2 metre )kadar ulaşan bol su ile sulama yapmaktır. Böylece köklerin normal olarak büyümeleri ve fonksiyonlarını iyi bir şekilde yapları sağlanır.Sulamada çok aşırıya gidilmesi aşırı vegetatif gelişmeyi kamçılar böylece sürgünlerin kışa dayanımı azalır meyveler çok iri fazla sulu olur aroma ve kalite düşer,yola ve ellemeye dayanma kabiliyeti azalır. Ağır topraklarda fazla su toprak ta boğucu nemin teşekkülüne sebep olarak ağaçlarda sarılık hastalığı oluşturur.
KAYISIDA SULAMA :
Kayısı ağaçları susuz olarak yetiştirilebilir. Bu yağışlara ve toprak şartlarına göre başarılı olabilir veya olmaz, başarısızlık fazla kurak yerlerde ve özellikle süzek topraklarda ağaçların küçük kalması,meyve gözü ve meyve teşekkülünün gerilemesi ve göze çarpan bir periyodisite şeklinde kendini gösterir.
Bu gibi yerlerde yaz aylarında suyun bulunmaması nedeniyle sulama yapılamazsa ,imkan bulunduğu takdirde güzün yapılacak sulamalar özellikle çiçek tomurcuklarının gelişmelerini tamamlamaları bakımından çok faydalı olur.
Kayısı ağacı ,diğer meyve türlerine göre genellikle çok fazla su istemez.
Toprakta boğucu rutubet zamk hastalığına ve apopleksiye sebep olur bu nedenle sulama imkanlarının bulunduğu yerlerde toprağın geçirgenliği,sıcaklık ve evoporasyonun şiddeti dikkate alınarak sulama aralıkları dikkate alınarak sulama aralıkları tayin edilmelidir.
Sulama sırasında suyun 1,50 ile 1,80 cm yani köklerin en çok bulunduğu toprak bölgesine ulaşması istenir.
Sık sık fakat yüzlek yapılan sulamalar yeterince fayda vermez.
Sulanan bahçelerde de hasattan sonra ve birde Ağustos ayı içerisinde su verilmesi vegetatif gelişmenin tamamlanmasına ve çiçek gözlerinin normal gelişmesine yardım eder.
ERİK AĞAÇLARINDA SULAMA :
Erik ağaçları badem kayısı ve şeftaliye göre daha fazla nemden hoşlanır ve daha fazla su ister .Bu yüzden uzun süren kurak periyotlarda erik ağaçları kuraklıktan zarar görür. Böyle yerlerde yaz aylarında ,duruma göre 15-20 günde bir sulama yapılması gerekir.
KİRAZ VE VİŞNEDE SULAMA :
Yağışı 600 mm’nin üzerinde olan yerlerde kiraz bahçelerinin sulanmalarına ihtiyaç yoktur. Bundan daha aşağı düşen yerlerde ise mevsimde 2 veya 3 sulama yapılarak vegetatif gelişme,çiçek tomurcuğu teşekkülü ve meyve tutumu ile meyvelerin irileşmelerine yardım edilmelidir.
Memleketimiz şartlarında vişnelerin ekstrem durumlar dışında sulanmalarına ihtiyaç yoktur.
BADEM AĞAÇLARINDA SULAMA :
Badem bahçelerinde genellikle sulama yapılmaz ancak,suyun bulunduğu yerlerde noksan yağış miktarını tamamlamak üzere ve gelişme mevsiminde 2 -3 sulama yapılması büyümeyi ve verimi arttırabileceği gibi dış kabuğun ayrılmasını da kolaylaştırır.
Yazın sulama imkanı bulunmadığı yerlerde kışın boşa akan suların bahçeye çevrilmesi ile toprağın su haznesi zenginleştirilir ve ağaçlar bundan ileri ki periyotta faydalanılır.
Kış sulamasında da suyun toprağın alt kısımlarına geçmesi sağlanmalıdır.
AYVA AĞAÇLARINDA SULAMA :
Kapama ayva bahçeleri yazı kurak geçen yerlerde,mesela Orta Anadolu’da
olduğu gibi yazın sulanır. Sulama şartlarına göre 10-20 günde bir tekrarlanır .
Su bulunmayan yerlerde ayva bahçeleri,ancak yeterli yağış alan ve yağışların iyi dağılmış olduğu yerlerde kurulabilir.
FINDIK AĞAÇLARINDA SULAMA :
Karadeniz kıyı bölgesinde fındıklar genel olarak sulanmaz sulamaya ihtiyaç duyulan yerlerde kuraklık derecesine ve toprağın özelliklerine göre 10-20 günde bir sulama yapılır.
En çok uygulanan sulama şekilleri karık ve diğer yüzey sulama yöntemleridir.

Alıntı;https://www.facebook.com/ZiraatMuhendisleriToplaniyor/photos/a.285441151591649/1352828548186232/?type=3

  Ceviz ve badem fidanlarının çıplak köklü ve tüplü olarak dikimi yapılabilir. Çıplak köklü fidanlar Kasım-Nisan ayları arasında dikilmelidi...